almost there...

22 Mart 2014

Ben Deli Değilim!

Bilinçaltımı da sınamam gerekiyordu. Bir kelimenin bana neyi çağrıştırdığını görmeyi denedim. Gayet saçma ama güzel oldu Çorbayla başlıyorum.
 

Çorba – kase – tabak – mutfak – banyo – su – gider – kanalizasyon – şehir – Tokyo – Asimo – robot – robots.txt – internet – bilgisayar – hoparlör – düğün – Ümit Besen – nikah masası -evlilik – gerdek – çocuk – okul – stres – ölüm – ahiret – sırat – cehennem – hell – Smackdown – Undertaker – mezarlık – anıt – anıtkabir – Atatürk – İnönü – Lozan – Sevr – Paris – moda – Fransızca – Almanca – ders – SBS – sınav – ÖSYM – soru havuzu – havuz – parti – eğlence – Med Cezir – Star Tv – Behzat Ç. – polis – eylem – Taksim –  toma – tank – Hızlı ve Öfkeli – Paul Walker – Ferrari – Tofaş – Doğan – Kuş – Akbaba – Red Kit – Kovboy – inek – tavuk – yumurta – omlet – mide – bağırsak – dışkı – tuvalet – lağım faresi – Ninja Kaplumbağalar – kılıç – savaş – Kanuni – Osmanlı – Selçuklu – Melikşah –  Hasan Sabbah – suikast – Avusturya Macaristan veliahtı –  1.Dünya Savaşı – Çanakkale – İstanbul – tramvay – Antray – Antalya – Otogar – Pamukkale – Denizli – Buldan – havlu – bez – bebek – oyuncak – top – futbol – Messi – Arjantin – Afrika – kabile – şaman – Türkler Çıldırmış Olmalı – Cengiz Küçükayvaz – Maskeli Beşler – Kıbrıs – kumar – rulet – hile – iddaa – kupon – kupon kodu – Wolfteam – gardiyan – Ölüm Yarışı – Jason Statham – Tetikçi – hipodrom – at – eşek – sucuk – tost – meczup – Can Bonomo – Eurovision – Petrol – Musul – İran – iç savaş – silah sanayi – fabrika – kantin -Selçuk Abi – poğaça – patates – Lay’s – Ayşe Teyze – Didi – CocaCola – Pepsi – Beysiy – Arabistan – Mekke – Al Baik – nugget – McDonald’s – Burger King – Kemer – saat kulesi – Ulu Camii – Edirne – Trakya – Avrupa – Almanya – gurbetçi – Gurbetçi Şaban – Kemal Sunal – Hababam Sınıfı – sınıf – öğrenci- çalışkan öğrenci – inek – mor inek – Milka – çikolata – nutella – aşk – ilişki – ayrılık – üzüntü – stres – psikopat – sadist – ateist – Darwin – maymun – hayvan – ayı – kış uykusu – uyku – rüya – deli – sarı – lacivert – Fenerbahçe – Galatasaray – derbi – jilet – arabesk – Müslüm Gürses – sigara – duman – Senden Daha Güzel – Pamuk Prenses – pamuk – adana – pamuk sanayii – tarım – hayvancılık – tezek – gübre – meyve – sebze – domates – domates çorbası – çorba

Posted in Bu Da Benden
1 Comment
  • Takma İsim

    Alikopter kardeş, bi şey daha var.

    Profesyonel futbola karşı olman ilginç. Bunun “kimim ben” sayfandaki kısa yazının bir parçası olması daha da ilginç.

    Ben de aynı fikirde sayılabilirim. Gerçi, senin dediğinin aksine, zerre kadar parayı hak ediyorlar. O kadar da değil.

    Çocukluklarından başlayıp antrenman yapıyorlar. Bir sürü antrenör de işini bilmiyor. Sporcuları boşuna sakatlıyorlar. Kaldı ki, iyi bir antrenörleri olsa bile, o yoğunlukta antrenman yapınca ömürleri kısalıyor. Yediklerine dikkat etmek zorundalar, ya da ikinci sınıf bir oyuncu olmaya razı olacaklar, ya da üstün yetenekli olmalılar. Kafalarına göre tatile çıkamazlar. Sonra, spor camiasında dönen haksızlıklarla uğraşmalılar. Sonra, aslında sermayeyi kediye yüklüyorlar. O kadar yılın antrenmanı, bir sakatlıkla çöpe gidebiliyor. Spor hayatları varsa, istedikleri bir okulu da okuyamayabiliyorlar.

    Futbol bir şey üretmiyor gibi belki, tamam. Yani bir doktorun yaptığı iş daha yüce gelebilir ilk bakışta. Ama futbol da, eğlence. Hayatın esas amacına, mutlu olmaya yönelik bir şey bu da. Hem, eminim dünyanın bir yerlerinde uyuşturucuya yöneleceğine futbola yönelmiş gençler de vardır.

    Dünyada futboldan para kazanan bir sürü kişinin arasında, milyonlar alıp aptal saptal harcayan kafasız bir azınlık… Yeeaani. Boşver.

    Daha birkaç sene önce, profesyonel futbolun değersiz bir şey olduğunu, orada o kadar para olmaması gerektiğini söyleyebilirdim. Ama gördüm ki, para, değeri olan şeye doğru gidiyor. O değeri görmek için biraz uğraşmak gerekebiliyor. Tabii, bu siyah-beyaz gibi net bir kural değil. Aksinin de pek çok örneği var. Kapkaç, en basitinden. Ama bir de Ayn Rand’a kulak vermek lazım.

    01:27 22 Haziran 2014 Yanıtla
Write a comment